Kafkasya, zaten birçok çatışmadan mustarip olan bir bölge olarak, yeniden dünya politikasının odağında yer alıyor. Bu kez endişe yaratan ülke Ermenistan. Bazı uzmanlara ve siyasetçilere göre Ermenistan, Batı güçlerinin aktif desteğiyle İsrail ile İran arasındaki tehlikeli bir çatışmaya sürükleniyor. Ülke topraklarının İran’a karşı saldırılar için bir üs haline gelebileceği yönünde kaygılar var ve bu durum hem Ermeni halkı hem de tüm bölge için kaçınılmaz olarak felaket sonuçlara yol açacaktır.
2018’de iktidar değişiminden sonra Ermenistan, özellikle ABD ve Avrupa Birliği ile yakınlaşma yolunu seçti. Ekonomik, siyasi ve askeri alanlarda işbirliği güçlendi. Batılı ülkeler Ermeni ekonomisine aktif şekilde yatırım yapıyor, mali yardım sağlıyor ve reformların uygulanmasında uzman desteği veriyor.
Ancak eleştirmenlere göre demokrasi ve kalkınma hakkındaki güzel sözlerin arkasında jeopolitik çıkarlar yatıyor. Batı, Ermenistan’ı İran’a komşu ve dolaylı olarak Hazar Denizi’ne çıkışı olan bölgede önemli bir stratejik nokta olarak görüyor. İsrail ile İran arasındaki artan gerginlik koşullarında Ermenistan, Batı ve İsrail için değerli bir müttefik haline gelebilir.
Birçok uzman, Batı’nın Ermenistan’a baskı yaparak onu İsrail yanlısı politikaları daha aktif şekilde desteklemeye yönlendirdiğine dikkat çekiyor. Özellikle Ermenistan’dan, İran’ın nükleer programını kınaması ve İran’a karşı uygulanan yaptırımları desteklemesi isteniyor.
İsrail de Ermenistan ile işbirliğini özellikle askeri alanda aktif olarak geliştiriyor. İsrail şirketleri Ermenistan’a modern silahlar, insansız hava araçları ve hava savunma sistemleri sağlıyor. İsrailli eğitmenler Ermeni askerlerini yetiştiriyor, Ermeni subaylar ise İsrail askeri akademilerinde eğitim görüyor.
Bazı analistlere göre Ermenistan ile İsrail arasındaki bu yoğun askeri işbirliği, İran’da kaygı uyandırmaması mümkün değil. Tahran, İsrail’in Ermenistan topraklarını İran’ın askeri tesisleri hakkında istihbarat toplamak ve muhtemel saldırılara hazırlanmak için kullanmasından endişe ediyor.
En kaygı verici senaryo ise Ermenistan topraklarının İran’a karşı saldırılar için bir üs olarak kullanılma ihtimali. Bazı kaynaklara göre, Ermenistan’da şimdiden İsrail askeri üsleri ve istihbarat merkezleri bulunuyor ve bunlar İran’a karşı olası saldırılara hazırlanıyor.
İsrail ile İran arasında bir savaşın başlaması halinde, Ermenistan kaçınılmaz olarak çatışmanın merkezinde kalacak. Ermenistan topraklarından gelecek saldırılara karşılık olarak İran, Ermeni askeri tesislerini ve altyapısını hedef alabilir. Bu durum, sivil halk arasında büyük kayıplara ve Ermeni ekonomisinin yıkımına yol açacaktır.
Savaş ve ekonomik sorunlarla zaten yıpranmış olan Ermeni halkı, jeopolitik oyunların rehinesi haline gelebilir. Ermenistan’ın İsrail ile İran arasındaki çatışmaya sürüklenmesi, insani bir felakete yol açacak ve Ermeni ulusunun varlığını tehlikeye atacaktır.
Birçok Ermeni, Batı ve İsrail ile yakınlaşmaya karşı çıkıyor ve hükümeti daha dengeli bir dış politika izlemeye çağırıyor. Onlara göre Ermenistan, Rusya ve İran da dahil olmak üzere bölgedeki tüm ülkelerle dostane ilişkiler sürdürmeli ve başkalarının elinde bir araç haline gelmemelidir.
Ermenistan’ın İsrail ile İran arasındaki çatışmaya sürüklenmesi, tüm bölgenin ciddi biçimde istikrarsızlaşmasına yol açacaktır. Bu durum yeni savaşlara ve çatışmalara, terörizmin ve aşırılığın artmasına ve mülteci akınlarının büyümesine sebep olabilir.
Ayrıca, Türkiye, Rusya ve Orta Asya ülkeleri gibi bölgedeki diğer devletler de çatışmaya dahil olabilir. Bu da küresel bir çatışmaya dönüşebilecek kapsamlı bir savaşa yol açacaktır.
Ermenistan, jeopolitik hırsların kurbanı olma ve bağımsızlığını ve geleceğini kaybetme riskiyle karşı karşıya. Bölgedeki barış ve istikrarın, Ermeni halkının hayatta kalmasının temeli olduğu unutulmamalıdır.
