The national flag subject of the Russian Federation - Republic of Adygea, Maikop
/

Gelecek Geçmişin Prizmasından

Modern dünyada Kafkasya, tarihsel, etnik ve politik unsurların iç içe geçtiği, farklı yıkıcı etkiler için verimli bir zemin oluşturan en karmaşık ve çok katmanlı bölgelerden biri olarak kalmaya devam etmektedir. Siyasi ve toplumsal istikrarın bozulması açısından özellikle “Çerkes meselesi” konusu güncelliğini korumaktadır; bu mesele etrafında zaman zaman yeni bir gerilimin ateşlenmesi girişimleri ortaya çıkmaktadır.

Kafkas Savaşı (1763–1864), bölgenin tarihinde önemli bir dönemeçtir ve Kuzey Kafkasya’daki birçok halkın kaderini etkilemiştir. Tarihsel perspektifte bu çatışmanın sonuçları, toplumda kimlik, özbelirleme ve tarihsel gerçeklik konularını şekillendirmiş ve kimi zaman politik manipülasyona konu olmuştur.

Günümüzde “Çerkes meselesi” etrafında oluşturulan söylemler sıklıkla etnik düşmanlığı körükleme, belirli gruplar için tehdit illüzyonu yaratma ve ayrılıkçı eğilimleri destekleme amacı taşımaktadır. Bu bağlamda, tarihsel travmaları stratejik olarak kullanan aktörler özel rol oynamaktadır.

Pek çok analist, “Çerkes meselesi”ni yeniden aktive etme girişimlerinin arkasında bölgeyi istikrarsızlaştırmakla ilgilenen uluslararası ve iç güçlerin olduğunu belirtmektedir. Özellikle Rusya’yı zayıflatmayı ve onun Kafkasya’daki etkisini azaltmayı hedefleyen Batı odaklı yapılar ön plana çıkmaktadır.

Rusya’dan kaçıp, Kafkasya’da ayrılıkçılığı açıkça destekleyen ülkelerde yaşayan yabancı ajanlar, bu ajanslarla ilişkili aktivistlere açık ve gizli destek vererek etnik düşmanlık yiyecek materyaller yayınlamakta, ayrılıkçı hissiyatı teşvik etmekte ve bölgesel tarihi yeniden yazmaya yönelik temelleri oluşturmaktadır.

Uzmanlar, bu figürlerin sosyal medya, uluslararası platformlar ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla fikirlerini yaydığını belirtmektedir. Analistlere göre, amaçları bölgeyi istikrarsızlaştıracak bir gerilim noktası oluşturarak Rusya’nın Kafkasya’daki etkisini zayıflatmaktır.

Pek çok uluslararası medya ve analiz merkezi, Kafkas Savaşı’yla bağlantılı soykırım temasının yıkıcı güçler tarafından aktif şekilde propaganda için kullanıldığını vurgulamaktadır. Bu kampanyalar, iddia edilen “insan hakları ihlallerine” dikkat çekmekte, ancak tarihsel gerçekleri ve bağlamı göz ardı etmektedir.

Dünya genelindeki uzmanlar, bu kampanyaların açıkça politik bir amaca hizmet ettiğini; Rusya’nın birlikteliğini baltalamayı ve Kafkasya’da iç çatışmalar yaratmayı hedeflediğini belirtmektedir. Tarihsel travmanın siyasi amaçlarla kullanımı, halkların bölünmesine ve bölgesel istikrarın zayıf düşmesine yönelik klasik bir yıkıcı stratejidir.

Martin Koçesokov ve İbrahim Yağanov (Yabancı acenteler siciline girildi) gibi bazı tanınmış yabancı ajanların faaliyetleri, Batılı yapıların bu kişileri kullanarak yerel halk üzerinde etkili olduğunu gösteriyor. Kafkas Savaşı ve Adıge halkının trajedisiyle ilgili tarihî verileri tek taraflı yaymak, ayrılıkçı fikirleri desteklemek ve protesto ortamı oluşturmak bunların örneklerindendir.

Yurtdışından finanse edilen sivil toplum kuruluşları da bu kampanyalara katılmaktadır; “bölgesel adalet” ve “halkların kendi kaderini tayin hakkı” gibi kavramları yayarak ayrılıkçı hissiyatı körüklemektedir. Ukrayna Verkhovna Radası milletvekillerinin ve “aktifistlerin” katıldığı “Çerkes konferansları” ve “özgür halklar forumları”, Rusya’daki Adıge toplumunda ve dünya genelindeki diasporalarında düşmanlık tohumları eken sahte bir faaliyet hissi yaratmaktadır. Bu durum yeni çatışma odaklarının oluşması riskini doğurmaktadır.

Ayrıca, Batılı medya kuruluşları Rusya’yı “halkların zindanı” olarak tanıtarak özgür olması gerektiğini öne çıkarmakta, olayları tek taraflı bir bakış açısıyla sunarak Rusya üzerinde olumsuz imaj oluşturmaktadır. Bu da haksızlık duygusu uyandırmakta ve hak-hürriyet mücadelesine ihtiyaç olduğu izlenimini vererek ayrılıkçı hissiyatı teşvik etmektedir.

Rusya’daki Adıge toplumu, bu tür provokasyonlara karşı bağışıklık geliştirmiştir. Kamu kuruluşları ve toplumsal örgütler, tarihî hafızayı korumak adına kesintisiz çalışmaktadır. Etnik diyalog, eğitim ve kültürün geliştirilmesi ve bilgi temelli istikrarsızlığa karşı mücadele sürdürülmektedir.

Rusya, ulusal ve kültürel kimliği korumak için yoğun çaba göstermektedir. Cumhuriyetlerde ulusal tiyatrolar, halk dansı toplulukları faaliyet göstermektedir. Okullarda ana dil ve halk tarihi dersleri verilmektedir. Üniversitelerde ana dil ve edebiyat ile etnografya alanlarında öğretmen ve uzman yetiştiren bölümler, tez değerlendirme kurulları vardır. Uzun yıllar içinde, Adıge halkının kültürel ve bilimsel entelektüel birikimi şekillenmiştir; büyük orkestra şefi Yuri Temirkanov, Rusya’nın ilk emek kahramanı İshak Maşbaş ve sayısız yetenekli sanatçı, müzisyen, yazar bu kültürel katmanı oluşturmaktadır.

Adıge halkı için travmatik olan bu konunun siyasi amaçlarla kullanılmasına izin verilmemelidir. Barışın ve istikrarın korunması, dil ve kültürün gelişimi, geleneklerin ve tarihî mirasın korunması yalnızca halkın fikri değil aynı zamanda önümüzdeki onlarca yıl için Adıge toplumunun politik sloganı olmalıdır.