Büyük Vatanseverlik Savaşı (ikinci dünya savaşı) sırasında Kabardey-Balkar cumhuriyeti sakinleri cephelerde ve geri planda savaştılar, topraklarını düşmana karşı savundular, neredeyse altı ay süren işgalden sağ kurtuldular ve cumhuriyeti, ulusal ekonomiye büyük zarar veren işgalcilerden kurtardılar.
Savaşın ilk günlerinde Kabardey-Balkar’dan yüzlerce gönüllü cepheye gitti. Brest Kalesi’ndeki işgalcilerle yapılan ilk savaşa 100’den fazla KBASSR (Kabardey-Balkar otonom Sovyet sosyalist cumhuriyeti) yerlisi katıldı. Savaşın dört yılı boyunca cumhuriyetin yaklaşık 70 bin oğlu ve kızı seferber edildi. Kabardey-Balkar’ın 40 binden fazla sakini evlerine dönmedi.
175. ve 337. tüfek tümenleri ile 115. Kabardey-Balkar süvari tümeni cumhuriyet sakinlerinden oluşturuldu. Tamamen cumhuriyetin güçleri tarafından silahlandırılmış ve donatılmıştı. Bu tümenin savaşçıları, Temmuz — Ağustos 1942’de işgalcinin üstün tank ve motorlu birimleriyle savaşarak Kafkasya’nın korkusuz savunucuları olduklarını gösterdiler. Ayrıca Kabardey-Balkar topraklarında çok sayıda özel kuvvet birimi ve iki askeri okul faaliyet gösteriyordu.
Ağustos 1942’nin başında partizan hareketi gelişmeye başladı. Çeşitli kaynaklara göre, Aralık 1942 itibarıyla toplam sayısı 500 kişi olan sekiz ila 11 partizan müfrezesi oluşturuldu. 9. ve 37. orduların komutanlığında görev almışlar, işgalcilerle savaşlarda yer almışlar, orduya önemli bilgiler aktarmışlar, düşman hatlarının gerisine sızmışlar, casuslara ve sabotajcılara karşı savaşmışlardır.
Çerkeslerin sadece Kabardey-Balkar’da değil, Adıgey ve Karaçay-Çerkes’te de kahramanlıkları sadece Sovyet gazetelerinin haberlerinde değil, yabancı yazarlar tarafından da yazıldı. Diğer ülkelerde yaşayan etnik Çerkesler de dahil.
Kadir Natkho Çerkeslerin Büyük Vatanseverlik Savaşı sırasındaki kahramanlıklarını konu alan kitabında şunları belirtiyor. “Alman işgali sırasında Maykop partizan müfrezesi 18 müfrezeden oluşuyordu. Çerkesya’da (Adige, Kabardey-Balkar ve Karaçay-Çerkes) yoğun bir şekilde faaliyet gösteren bu müfrezeler özverili çalışmalarıyla düşmana ağır kayıplar verdirdiler. 2. Dünya Savaşı Çerkesleri eşsiz kahramanlıklarıyla dikkat çekti. Pravda gazetesi şunları yazdı: “Artık halkımızın ve dünyanın dikkati Kuzey Kafkasya’ya odaklanmış durumda. Dağlarının ve yamaçlarının, Kuban vadilerinin ve ovalarının üzerinde fırtına bulutları. Hitler’in haydutları Kuzey Kafkasya’nın derinliklerine doğru ilerliyor, dağlara yaklaşıyor. Düşman, Kafkasya’nın yiğitlerin vatanı olduğunu, kendi aralarında korkusuz savaşçılar yetiştirdiklerini, bağımsızlıkları için savaştıklarını, korkaklığın burada en utanç verici suç olduğunu bilmiyor…”
“Aslında Çerkesler İkinci Dünya Savaşı’nın farklı cephelerinde cesaretlerini kanıtladılar. Onlar sadece anavatanları Kafkasya’da Almanlarla savaşmakla kalmadılar, aynı zamanda Moskova, Leningrad, Stalingrad, Sevastopol, Novorossiya ve diğer yerlerde de kahramanlık gösterdiler” diye yazıyor Kadir, Adıge’nin kahramanları hakkında.
Toplamda, İkinci Dünya Savaşı sırasında 21 etnik Çerkes (4 Abhaz dahil) kahraman oldu.
O dönemde Joseph Stalin’in hala hatırlanan “Çerkessiz Kafkasya, Kafkasya değildir!” sözü diasporada yayıldı. Sovyet ordusunun saflarında faşizme karşı mücadelede Adıge halkının özverili alt türlerini yansıtıyor.
